Hazal Kaya, NTV ekranlarında Ahmet Mümtaz Taylan ile gerçekleştirdiği sohbetinde takıntıları, evdeki yaşamını, ilişkisini ve yaşadığı yangın felaketini anlattı.
Hazal Kaya, NTV ekranlarında yaşanmış gerçek hikayelerle Empati kurarken, ailesine, yaşamına dair dikkat çeken sohbetler gerçekleştirdi. Empati’de Ahmet Mümtaz Taylan ve Hazal Kaya’nın sohbetinden öne çıkan konuları paylaşıyoruz:
Sirkeyle yıkanıp evi sirkeyle siliyorum
Astroloğuma sormadan adım atmam
Ahmet Mümtaz Taylan’ın “takıntıların var mı” sorusunda Hazal Kaya: “Sirkeyle yıkanırım, evi sirkeyle silerim. Adaçayı yakarım. Astroloğuma sormadan imza atmam, adım atmam. Çörek otu yakarım.
Fiko’nun doğumu Merkür retrosuna denk geldi, o kadar komik ki sancım var, Merkür Retro’da doğan çocuklara ne oluyormuş dedim. Ali de ne zaman Venüs desem, biliyorsun öyle bir şey yok, gerçek değil diyor. Bilimsel açıklamalar yapıyor bana…”
Fikret Ali & Leyla Süreyya ile baş edemiyorum
Ali çok acayip iyi bir baba
Ahmet Mümtaz Taylan’ın evdeki yaşamını sorduğu Hazal Kaya “Baş edemiyorum. Zorlanıyorum. İlk çocukta çok özgüvenliydim, ‘Ne var ki ben de annemin çocuğuyum çalıştı büyüttü beni’ diyordum ama, öyle olmuyormuş. Kolay bir şey gibi geliyor ama, hiç değilmiş.
Duygusal tarafı zorlayıcı oldu benim için. Önce işle çocuklar arasında zorlandım, sonra 2 çocuk arasında ve işle zor oldu… Araları 3 buçuk yaş… Ali çok ilgileniyor, Süreyya daha çok küçük, Fiko ile acayip bir baba oğullar, gözlerim doluyor onları izlerken… “
Aşk insanıyım
Ali ile ilişkimizi her sene değerlendiriyoruz
Kendisini “Aşk insanıyım Ali’ye 23 yaşımda aşık olduğum hala da aşığım” diyerek tanımlayan Hazal Kaya, eşi Ali Atay’la ilk tanışmalarını anlattı: “Ali’yle ilk tanıştığımızda neredeyse dövüyordum onu.
Ali ‘Hazal beni sevmedi galiba’ demiş, ben fenalık geçirmiştim, hoşlandığım için, söyleyemiyorum da! Abuk sabuk kötü davrandığım çocuğa, bi saçını çekmedim galiba, yok ben öyle demek istemedim felan diyor.
Korkunç, rezalet!” Hazal Kaya, eşi Ali Atay ile ilişkilerini her sene değerlendirdiklerini sözlerine ekledi: “Bir sıkıntı var mı, ne yapabiliriz. Tabii ki oturup yıllık toplantımızı yapmıyoruz, kendi kafanda her sene olduğun kişiyle değerlendirme yapıyorsun…” dedi.
Çağatay Ulusoy’un evine sığındım
Hazal Kaya, oğlu Fikret Ali’ye hamileliğinin son günlerinde yaşadığı yangın felaketini ise şöyle anlattı: “Fikret’e hamileyken yangın çıkmıştı. Sert olaydı… Allah’tan merdivenler taş’mış, bodrum kat tamamen yandı, eğer merdivenler taş değil ahşap olsaydı bütün ev gidecekti….
Evdeki hayvanları çıkardım, kediler dama çıksınlar diye camı açtım, bütün evi is bastı çünkü… En son arabaları çektim, baktım çekemiyorlar. 9 aylık hamileyim ya ben!
Çağatay Ulusoy kulakları çınlasın, aynı sitede oturuyorduk. Güvenlik Çağatay Bey’e gidin dedi, Çağatay kapıyı açtı, doğuruyorum sanmış. Çağatay olmasaydı; sağolsun…”
Romandaki Nihal’i seviyorum günümüzdeki bambaşka
Hazal Kaya, gündemdeki Aşk-ı Memnu için de, kendi penceresinden şu cümleleri kurdu: “Romandaki Nihal’i çok seviyorum. Günümüzdeki bambaşka.
İki hamileliğimde de Aşk-ı Memnu’yu izledim, 2 kez izledim. İkinci izlediğimde çok üzüldüm Nihal’e. Varlık içinde yokluk…”