Anayasa Mahkemesi, 132 milletvekilinin yaptığı itiraz başvurusu üzerine özelleştirilen limanlarda işletme hakkını 49 yıla uzatan düzenlemeyi, limanların gerçek özelleştirme değerlerinin altında kalmasına yol açabileceği gerekçesiyle iptal etti.
Anayasa Mahkemesi, özelleştirilen Türkiye Denizcilik İşletmeleri AŞ (TDİ) ve Devlet Demiryolları İşletmesi’ne (TCDD) ait bazı limanlardan sözleşme süresi 49 yıldan az olanların bu sürelerinin 49 yıla çıkarılmasına ilişkin yasa hükmünün iptaline karar verdi.
RESMİ GAZETE’DE YAYIMLANDI
AYM’nin Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yayımlanan 18 Ocak tarihli gerekçeli kararına göre, CHP’li Engin Altay, Özgür Özel, Engin Özkoç ile birlikte 132 milletvekilinin yaptığı itiraz başvurusunu değerlendiren mahkeme, 22 Aralık 2022 tarihli 7429 sayılı torba yasa ile özelleştirme kanununa eklenen ilgili madde hükmünün iptal edilmesine karar verdi.
“BİR DEFAYA MAHSUS OLMAK ÜZERE…”
İptal edilen madde hükmü; söz konusu limanların işletme hakkı verilmesi/devri yöntemiyle özelleştirilmeleri sonucu imzalanan 49 yıldan az süreli sözleşme sürelerinin, gerekli şartların yerine getirilmesi koşuluyla, hakkın başlangıç tarihinden itibaren ve bir defaya mahsus olmak üzere 49 yıla kadar uzatılabilmesine imkân tanıyordu.
“SÖZLEŞME ÖZGÜRLÜĞÜ SINIRLANDIRILDI”
Yüksek mahkeme gerekçesinde, Anayasa Mahkemesi’nin 2022’de yayımlanan kararıyla daha önce özelleştirme yasasının geçici 30. maddesinin birinci fıkrasıyla bu yönde yapılan düzenlemenin iptaline karar verdiği hatırlatılarak, hâlihazırda özelleştirme sözleşmelerinin tarafı olan kişilere ek sözleşme yapma imkânı tanımakla özelleştirme sözleşmelerinin tarafı olmayan kişilerin mevcut sözleşme süreleri sonunda sözleşme yapma imkânından yoksun bırakılmaları suretiyle sözleşme özgürlüğünün sınırlandığı tespit edildiğine vurgu yaptı.
“LİMANLAR GERÇEK ÖZELLEŞTİRME DEĞERLERİNİN ALTINDA KALACAK”
Mahkeme, bu durumun orantısız bir sınırlamaya neden olduğunu, dolayısıyla anılan özgürlüğe ölçüsüz bir sınırlama getirdiğini, bu durumun limanların gerçek özelleştirme değerlerinin altında kalmasına yol açabileceğini belirtilerek fıkranın Anayasa’nın ilgili maddelerine aykırı olduğu sonucuna ulaşıldığını kaydetti.