İsrail ordusu ve Yahudi yerleşimcilerin işgal altındaki Filistin topraklarında uyguladığı şiddeti konu alan ve 74. Uluslararası Berlin Film Festivali’nde (Berlinale) ‘en iyi belgesel’ ödülünü kazanan ‘Başka Ülke Yok’ isimli film, Msafer Yatta bölgesindeki et-Tuvani köyünde gösterildi. Film gösterimine İsrailli, uluslararası aktivistler ve Filistinli köy halkı katıldı. Filmin çekimi beş yıl sürmüş ve dünya genelinde gösterileceği için mutluluk duyulmuştur.
İsrail ordusu ve Yahudi yerleşimcilerin işgal altındaki Filistin topraklarında uyguladığı şiddeti konu alan ve 74. Uluslararası Berlin Film Festivali’nde (Berlinale) “en iyi belgesel” ödülünü kazanmış “Başka Ülke Yok” isimli film, belgeselin çekildiği Msafer Yatta bölgesindeki et-Tuvani köyünde gösterildi.
İsrailli, uluslararası aktivistler ve Filistinli köy halkı akşam saatlerinde et-Tuvani köyünün okul bahçesinde yapılan film gösterimine katıldı. Film gösteriminin öncesinde ekrana Filistin bayrağı yansıtıldı, Filistin marşları çalındı.
Yardımcı yönetmen ve filmde rol alan Filistinli aktivist Basil Adra, gösterimin başında yaptığı konuşmasında, filmin çekiminin beş yıl sürdüğünü anlattı.
Filmin geçtiği Mesafer Yatta bölgesindeki tüm Filistinli sakinlerin gösterime gelmesini istediklerini dile getiren Adra, Yahudi yerleşimcilerin saldırıları karşısında Filistinlilerin gündüz bile beldeleri arasında yolculuk yapmaya korkarken hava karanlıkken gelmelerinin çok zor olduğunu söyledi.
Adra, işgal altındaki topraklarda yaşananları anlatan belgeselin dünya genelinde gösterileceği için mutlu olduklarını aktararak buna rağmen Gazze’de insanların bombardıman altında yaşadığı ve açlıktan öldüğü tabloda, gündelik hayata devam etmenin çok zor olduğunu söyledi.
İsrail ordusu ve yasa dışı Yahudi yerleşim yerlerinde yaşayan Yahudi yerleşimcilerin, işgal altındaki Filistin topraklarında uyguladığı şiddeti konu alan “Başka Ülke Yok” (No Other Land) adlı film, 74. Uluslararası Berlin Film Festivali’nde (Berlinale) “en iyi belgesel” ödülünü kazanmıştı.
Filmin İsrailli yardımcı yönetmeni Yuval Abraham, 25 Şubat’ta ödül törenindeki konuşmasında, “Ben İsrailliyim, filmin yardımcı yönetmeni Basel Adra ise Filistinli ve sadece iki gün sonra aynı olmadığımız bir ülkeye döneceğiz. Ben sivil düzen altında yaşıyorum, Basel ise askeri düzende. Birbirimize sadece 30 dakika uzaklıktayız. Benim oy kullanma hakkım var, onun yok; benim bu ülkede özgürce hareket etmeme izin veriliyor, Basel ise milyonlarca Filistinli gibi kilit altında ve işgal altındaki Batı Şeria’da. Aramızdaki bu eşitsizlik sona ermeli.” ifadelerini kullanmıştı.
Konuşması Almanya’da tartışmaya yol açan Abraham, kendisi ve ailesinin ülkesindeki aşırı sağcı gruplardan ölüm tehdidi aldığını açıklamıştı.
Batı Şeria’nın El Halil kentindeki 8 köyden oluşan Mesafer Yatta bölgesi, İsrail makamlarınca 1980’li yıllarda “askeri bölge” ilan edilmiş ve buradaki 2 binden fazla Filistinlinin göçe zorlanmasının önü açılmıştı. Tarım ve hayvancılıkla geçinen bölge halkı İsrail Yüksek Mahkemesinde son bulan hukuki mücadelelerini 2022’de kaybetmiş ve ordunun bölge halkını göçe zorlaması için imkan sağlanmıştı.
İsrail ordusunun baskılarının yanı sıra çevredeki Yahudi yerleşimcilerin saldırılarına maruz kalan göçebe çiftçi ailelerden bazıları maruz kaldıkları şiddet ve ölüm tehditleri karşısında bölgeden göç etmek zorunda kalmıştı.