İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki saldırıları ve yardım girişini engellemesi sonucu, Gazze’nin kuzeyindeki Filistinliler ramazan ayında açlık ve kıtlıkla mücadele ediyor. Kıtlığın artmasıyla birlikte Filistinliler, sahur ve iftar sofralarında hayvan yeminden yapılan ekmek ve çay tüketmek zorunda kalıyor. Bombardıman altındaki aileler, zahterli zeytin ve konserve çorba gibi gıdalarla karınlarını doyurmaya çalışıyor. Filistinli çocuklar, savaşın sona ermesini ve barış içinde yaşamayı hayal ediyor. Açlık ve kıtlık nedeniyle çocukların ölmesinden endişe ediliyor.
İsrail’in açlığa sürüklediği Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki Filistinlilerin ramazan ayında sahur ve iftar sofralarını, “çay ve hayvan yeminden yapılan ekmek” oluşturuyor.
İsrail’in 5 ayı aşkın süredir saldırılarını sürdürdüğü ve yardım girişini engelleyerek kıtlığa neden olduğu Gazze’nin kuzeyindeki Filistinliler, en temel insani gereksinimlerden ve ihtiyaçlarından yoksun bir şekilde ramazan ayını karşıladı.
İsrail’in bombardımanından sağ çıkan Gazzeliler, bölgede yaşanan kıtlık ve açlıktan muzdarip.
Her geçen gün kıtlığın daha da kötü bir seviyeye ulaştığı bölgede Filistinliler, un olmadığı için ramazan sofralarına ancak “hayvan yeminden yapılan ekmek ve çay” koyabiliyor.
Filistinli aileler, bombardıman altındaki sahur ve iftar sofralarında ara ara dağ kekiği olarak da adlandırılan “zahterli zeytin, konserve çorba” gibi gıdalar tüketiyor.
Geçmiş yıllardakine benzer bir ramazan sofrası hayali
Gazze kentinin doğusundaki Eş- Şucaiyye Mahallesi’nde evleri bombalanan Nemr ailesi, en basit insani gereksinimlerinden yoksun bir şekilde kaldıkları zifiri karanlık çadırlarda sahur için çay demlemeye çalışıyor.
Ailenin genç çocuğu 15 yaşındaki Musa Nemr, AA muhabirine, sahur ve iftarda yemek bulmakta zorlandıklarını söyledi.
İftarda ve sahurda karınlarını doyurmak istediklerini ifade eden Nemr, “Geçmiş yıllardaki ramazan sofralarına benzer bir öğün yemek yiyebilmeyi hayal ediyorum.” dedi.
Nemr şöyle devam etti:
“Açız. Ayakta durmakta zorlanıyoruz. Dünyadaki diğer insanlar gibi yemek, içmek istiyoruz. Sahur için kalkıyoruz, soframızda zahter ve çaydan başka bir şey yok. Ekmek istiyoruz ama unumuz yok.” ifadesini kullandı.
Filistinli çocuk, savaşın bitmesini, evlerine dönmeyi ve dünyadaki diğer çocuklar gibi barış ve güven içinde yaşamak istediğini dile getirdi.
“Açlığa dayanamıyoruz”
Cibaliya kentindeki evleri yıkılan ve kuzeyde bir okula sığınan Filistinli 55 yaşındaki Ummu Gassan Ebu Şadak da ramazan ayında “aç ve bitap” bir şekilde oruç tuttuklarını belirtti.
Geçmiş yıllarda ramazan sofralarını çeşit çeşit donattıklarını ancak bu yıl daha önce hiç görmedikleri bir dram yaşadıklarını dile getiren Ebu Şadak, hayvanlar için kurutulmuş mısır ve arpadan ekmek yapmak zorunda kaldığını anlattı.
Ebu Şadak, önceki ramazanlarda sahur sofralarında yumurta, reçel, helva, hurma gibi türlü yiyeceklerin bulunduğunu ancak bu yıl yiyebilecekleri düzgün bir gıda bulamadıklarını ifade ederek, “Çok zor durumdayız. Sofralarımızda sadece zahter, zeytin, limon ve hayvan yeminden yapılan ekmek var.” dedi.
Yardım dağıtan uçaklar geldiğinde koşarak bölgeye gittiklerini ancak ne kendilerinin ne çocuklarının karnını doyurabilecek kadar bir gıda alabildiklerini ifade eden Ebu Şadak, “Gazze’nin kuzeyinde gıda ve su çok az. Açlığa dayanamıyoruz. Çocuklarımızın açlıktan ölmesinden endişeliyiz.” diye konuştu.