TikTok’un Güvenlik Endişeleri: Veri Toplama, Gizli İzleme ve Beyin Yıkama

Çinli bir şirketin sahip olduğu TikTok uygulamasının güvenlik endişeleri tartışılıyor. Uygulamanın aşırı miktarda veri topladığı, Çin hükümeti tarafından kullanıcıları izlemek için kullanılabileceği ve beyin yıkama aracı olarak kullanılabileceği iddia ediliyor. Ancak bu endişelerin teorik olduğu ve diğer sosyal medya platformlarının da benzer veri toplama ve sansür politikalarına sahip olduğu belirtiliyor.

TikTok’un Güvenlik Endişeleri: Veri Toplama, Gizli İzleme ve Beyin Yıkama
REKLAM ALANI
Yayınlama: 21.03.2024
A+
A-

Joe Tidy | BBC Teknoloji Muhabiri

Çin, ABD Kongresi’nin TikTok’un yasaklanmasıyla sonuçlanabilecek yasasına tepki gösterdi ve bunun adil olmadığını söyledi.

Çinli bir şirketin sahip olduğu TikTok uygulamasının ne kadar güvenli olduğu yıllardır tartışılıyor.

Pek çok Batı ülkesi, son birkaç yılda siyasetçiler, güvenlik görevlileri ve kamu yöneticilerinin bu uygulamayı yüklemesini yasakladı.

Peki TikTok hakkındaki ana endişeler neler ve şirket bunlara nasıl yanıt veriyor?

1. TikTok ‘aşırı miktarda’ veri topluyor

Şirket, uygulamanın topladığı veri miktarının “endüstri standartlarına uygun olduğunu” söylüyor.

TikTok’a yöneltilen eleştirilerden biri kullanıcılardan dev miktarda veri toplaması. Avustralya merkezli siber güvenlik şirketi Internet 2.0’ın Temmuz 2022’de yayımladığı bir siber güvenlik raporu, bu argümana kanıt olarak sunuluyor.

Analistlere göre TikTok’un topladığı veriler arasında konum, kullanılan cihaz ve bu cihazdaki diğer uygulamaların neler olduğu da var.

Fakat insan hakları ve internet güvenliği alanında çalışan Citizen Lab’in yürüttüğü bir çalışma, diğer sosyal medya platformlarının da bu verileri topladığını ortaya koydu.

Geçen yıl Georgia Institute of Technology adlı teknoloji enstitüsünün yaptığı bir araştırmada da “çoğu sosyal medya platformu benzer veriler topluyor” ifadeleri yer aldı.

2. TikTok Çin hükümeti tarafından kullanıcıları gizlice izlemek için kullanılabilir

TikTok Çin hükümetinden tamamen bağımsız olduğunu, bugüne kadar Çin hükümetiyle hiçbir kullanıcı verisini paylaşmadığını, hükümet talep etse bile vermeyeceğini söylüyor.

Güvenlik uzmanları her ne kadar buna karşı uyarsa da, sosyal medya ağlarıyla yaptığımız anlaşma gereği onlara bolca kişisel verimizi vermeyi kabul ediyoruz.

Onlar da karşılığında bize hizmetlerini ücretsiz sunmayı kabul ediyor.

Hakkımızda elde ettikleri verilerle, bize kişiselleştirilmiş reklamlar sunup bundan para kazanıyorlar.

TikTok’un güvensiz olduğunu söyleyenler, bunun sahibinin Çinli ByteDance şirketi olduğuna dikkat çekiyor.

Diğer tüm sosyal medya ağlarının ABD merkezli olduğunu düşününce bu sıra dışı bir durum.

Facebook, Instagram, Snapchat ve YouTube da benzer miktarlarda veri toplasa da hepsi ABD merkezli şirkete ait.

ABD’li siyasetçiler yıllardır bu uygulamaların topladığı verilerin ulusal güvenliği tehdit edecek bir şekilde kullanılmayacağına güveniyordu.

Donald Trump’ın 2020’deki başkanlık kararında, TikTok’un elde ettiği veriler sayesinde Çin’in “federal çalışanlar ve taşeronların konumlarını takip edebileceğini, şantaj yapmak için kişisel bilgiler içerecek dosyalar hazırlayabileceğini ve kurumsal casusluk yapabileceğini” öne sürmüştü.

Elimizdeki kanıtlar bunun yalnızca teorik bir risk olduğuna işaret ediyor.

Bu endişelerin kaynağında ise 2017’de çıkarılan ve geniş bir şekilde yorumlanabilecek bir Çin yasası bulunuyor.

Çin Ulusal İstihbarat Yasası’nın yedinci maddesi, bütün Çinli örgüt, şirket ve kişilerin “ülkenin istihbarat faaliyetlerini desteklemesini ve işbirliği içinde olmasını” zorunlu kılıyor.

Bu yasa maddesi sadece TikTok için değil, tüm Çinli şirketlerle çalışanlar için kaygı uyandırıyor.

Öte yandan Georgia Institute of Technology araştırmacıları bu maddenin bağlamından koparıldığını, aynı yasanın diğer maddelerin özel şirketlerin ve kullanıcıların haklarını güvence altına alan ifadeler içerdiğini belirtiyor.

TikTok yöneticileri 2020’den bu yana Çin’deki şirket çalışanlarının Çin dışındaki kullanıcıların bilgilerine erişemediğini söylüyor.

Fakat 2022’de ByteDance, Pekin merkezli birkaç çalışanının ABD ve İngiltere’de bulunan en az iki gazetecinin konumlarını takip ederek TikTok çalışanlarıyla görüşüp görüşmediğini tespit etmeye çalıştığını kabul etti. Bunu, TikTok hakkında basına bilgi sızdıran çalışanları bulmak için yapmışlardı.

Bir TikTok sözcüsü Pekin merkezli bu çalışanların sözleşmelerinin iptal edildiğini duyurdu.

Şirket, kullanıcı verilerinin hiçbir zaman Çin’de tutulmadığını, ABD’li kullanıcılar için Texas’ta ve Avrupalı kullanıcılar için de Avrupa ülkelerinde veri merkezleri inşa etmekte olduklarını aktarıyor.

TikTok Avrupa Birliği’nde diğer sosyal medya platformlarının yaptıklarının da ötesine geçerek, Avrupa’daki verilerinin nasıl kullanıldığını denetlemesi için bağımsız bir siber güvenlik şirketiyle anlaştı.

Konuyla ilgili yaptıkları açıklamada “Avrupalı kullanıcılarımızın verileri özel korumalı bir ortamda tutuluyor ve yalnızca onaylanmış çalışanlar bu verilere erişebiliyor, bu da bağımsız ve sıkı bir şekilde denetleniyor” ifadelerini kullandı.

3. TikTok bir ‘beyin yıkama aracı’ olarak kullanılabilir

TikTok topluluk yönergesinin “kamuoyunu yanıltmayı ve kullanıcılara zarar vermeyi yasakladığını, buna koordineli bir şekilde yanıltıcı faaliyetlerde bulunmanın da dahil olduğunu” söylüyor.

Kasım 2022’de ABD’deki Federal Soruşturma Bürosu (FBI) Direktörü Christopher Wray, Kongre üyelerine yaptığı bir konuşmada “Çin hükümeti uygulamanın içerik algoritmasını kontrol edebilir ve bu da etki operasyonları için kullanılabilir” dedi.

Bu iddia daha sonra defalarca tekrar edildi.

TikTok’un yalnızca Çin’de sunulan ikiz uygulaması Doutin’in ağır bir şekilde sansürlenmesi ve gençlere yönelik eğitim materyallerini öne çıkarması bu endişeleri artırdı.

Çin’de tüm sosyal medya platformları sert bir sansüre tabi. Hükümeti eleştiren içerikler internet polisi tarafından düzenli olarak siliniyor.

TikTok’un popülerleşmeye başladığı ilk dönemde Çin dışında da ünlü sansür vakaları yaşandı.

Pekin’in Sincan’da Müslümanlara yönelik tutumunu eleştirdiği için ABD’de bir kullanıcının hesabı askıya alındı.

Büyük bir kamuoyu tepkisinin ardından TikTok özür diledi ve hesabı tekrar aktifleştirdi.

O zamandan bu yana birkaç sansür vakası daha gerçekleşti.

Bunun yanı sıra diğer sosyal medya platformlarının da verdiği gibi tartışmalı moderasyon kararları da vermeleri gerekti.

Citizen Lab araştırmacıları TikTok ile Douyin’i karşılaştırdığında, TikTok’un Douyin gibi bir sansür politikası olmadığını buldu.

2021’deki araştırmada “TikTok bariz paylaşım sansürleri yapmıyor” ifadeleri yer aldı.

Georgia Institute of Technology analistleri de uygulamada Tayvan’ın bağımsızlığı ve Çin Devlet Başkanı Şi Jinping hakkında şakalar içeren paylaşımları arattıktan sonra şu sonuca vardı:

“Bu kategorilerdeki videolara TikTok’ta kolaylıkla erişilebiliyor. Hatta bazıları popüler ve bolca paylaşılan videolardı.”

Teorik risk

Genel tabloya baktığımızda endişelerin ve risklerin teorik olduğunu görüyoruz.

Uygulamayı eleştirenler TikTok’a “Truva atı” benzetmesi yapıyor, uygulamanın zararsız gözükse de çatışma dönemlerinde güçlü bir silaha dönüşebileceği gibi uyarılarda bulunuyor.

Hindistan 2020’de birkaç diğer Çin merkezli platformla birlikte TikTok’u ilk yasaklayan ülkelerden olmuştu.

Fakat ABD’nin alacağı bir yasak kararının TikTok’a etkisi çok daha büyük olur. Zira ABD böylesi kararlar aldığında müttefikleri de benzer kararları hayata geçiriyor.

ABD Çinli Telekom devi Huawei’nin 5G altyapısı kurmasını engellediğinde, o adım da teorik riskler nedeniyle atılmıştı.

Öte yandan bu tür endişelerin tek taraflı olduğunu hatırlatmakta da fayda var.

Çin’in ABD merkezli uygulamalardan kaygılanmasına gerek yok çünkü bunlar zaten yıllardır Çinli kullanıcılara yasak.

REKLAM ALANI
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.