Büyük Birlik Partisi’nin (BBP) kurucu Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun vefatının üzerinden 15 yıl geçti. Siyasetteki ilkeli ve dik duruşuyla tanınan Yazıcıoğlu, darbe karşıtı söylemleriyle akıllara kazındı. Yazıcıoğlu’nun hayatı ve siyasi kariyeri hakkında bilgiler verildi. Ayrıca, Yazıcıoğlu’nun darbelere karşı duruşu ve siyasi söylemleri de vurgulandı. Yazıcıoğlu’nun şiirlerine de yer verildi.
Büyük Birlik Partisinin (BBP) kurucu Genel Başkanı merhum Muhsin Yazıcıoğlu, vefatının 15’inci yılında anılıyor.
Kahramanmaraş’ın Göksun ilçesinde 25 Mart 2009’da seçim çalışmaları için kiralanan helikopterin düşmesi sonucu beraberindeki 5 kişiyle hayatını kaybeden Yazıcıoğlu’nun vefatının üzerinden 15 yıl geçti.
Siyasetteki ilkeli ve dik duruşuyla tanınan, darbe karşıtı söylemleriyle akıllara kazınan Yazıcıoğlu, Türk siyasetinin unutulmazları arasında yer aldı.
AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, 31 Aralık 1954’te Sivas’ın Şarkışla ilçesine bağlı Elmalı köyünde doğan, ilk ve orta öğrenimini aynı ilçede tamamlayan Yazıcıoğlu, Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesinden mezun oldu.
Henüz 14 yaşındayken Şarkışla’da Genç Ülkücüler Hareketine katılarak siyasete ilk adımını atan Yazıcıoğlu, 1972’de Ankara’ya geldikten sonra Ülkü Ocakları Genel Merkezinde görev yapmaya başladı. Yazıcıoğlu, devam eden yıllarda Ülkü Ocakları Genel Başkanlığı görevini de yürüttü.
Siyaset yoluna 1978’de Ülkücü Gençlik Derneğinin kurucu genel başkanı olarak devam eden Muhsin Yazıcıoğlu, 1980’de genel başkan müşaviri olarak MHP’de görev aldı.
“Eller silah değil, kalem tutmalı”
Anadolu gençliğinin en iyi şekilde yetişmesi düşüncesiyle hareket eden Yazıcıoğlu, gençlerin alacakları iyi eğitimlerle vatana ve millete hizmet etmesi gerektiği düşüncesini her zaman dile getirdi.
Muhsin Yazıcıoğlu, 24 yaşındayken dönemin Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk’e yazdığı mektubunda “Eller silah değil, kalem tutmalı.” ifadelerini kullandı.
Yazıcıoğlu, 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi öncesi dönemin Ülkü Ocakları Genel Başkanı olarak gençliğin sürüklendiği kaos ve kardeş kavgasını gören bir siyasi ferasetin de sahibiydi.
Yazıcıoğlu, askeri darbenin ardından “MHP ve Ülkücü Kuruluşlar Davası’nda” yargılandığı sırada 5,5 yılı hücrede olmak üzere 7,5 yıl cezaevinde yattı. Dava sonunda herhangi bir ceza almayan Yazıcıoğlu, milletine ve devletine bağlılığından hiçbir zaman vazgeçmedi.
Yazıcıoğlu, milletine hizmet için 1987’de siyasete kaldığı yerden devam etti, Milliyetçi Çalışma Partisinin (MÇP) Genel Sekreter Yardımcılığı görevine getirildi.
BBP’yi kurdu
Yazıcıoğlu, 1991’deki genel seçimlerde tercihli sistemle Sivas’tan milletvekili seçilirken, partisiyle 1992’de yol ayrımına gitti.
“Siyasi anlayışımız uyuşmuyor” diyerek bir grup arkadaşıyla MÇP’den ayrılan Yazıcıoğlu, 1993’te kurucu genel başkanı olduğu Büyük Birlik Partisini (BBP) Türk siyasetine kazandırdı.
Muhsin Yazıcıoğlu, 24 Aralık 1995 erken genel seçimlerinde ANAP ile yaptıkları ittifakla yeniden Meclis’e girdi. Yazıcıoğlu, 1996’da ANAP’tan istifa ederek BBP’ye döndü.
Yazıcıoğlu, 22 Temmuz 2007’de yapılan seçimlerde Sivas’tan bağımsız milletvekili seçildi ve TBMM’ye girerek seçimden önce bıraktığı Genel Başkanlık görevini yeniden devraldı.
Seçim için kiraladıkları helikopter düştü
Muhsin Yazıcıoğlu, 2009’daki yerel seçimler için ilk kez helikopter kiralayarak Kahramanmaraş’taki mitinge katıldı.
“Hazineden yardım almadan siyaset yapan tek partiyiz. İlk defa helikopter kiralayarak miting yapıyoruz. Seçimlerde iddialıyız.” diyen Yazıcıoğlu’nun da içinde bulunduğu helikopter, Kahramanmaraş’ın Çağlayancerit ilçesindeki mitingin ardından Yozgat’ın Yerköy ilçesine giderken 25 Mart 2009’da Göksun ilçesinde düştü.
Bölgede yapılan arama çalışmaları sonrasında Muhsin Yazıcıoğlu ve beraberindeki 5 kişinin cansız bedeni, Keş Dağı Kurudere Kanlıçukur mevkisinde bulundu.
Yazıcıoğlu, 31 Mart 2009’da Kocatepe Camisi’nden son yolculuğuna uğurlandı. Türkiye Büyük Millet Meclisindeki törende, Yazıcıoğlu’nun Türk bayrağına sarılı tabutunun üzeri, sevenleri tarafından çiçeklerle donatıldı. Sevenleri tarafından son yolculuğuna uğurlanan Yazıcıoğlu’nun naaşı, vasiyeti üzerine Taceddin Dergahı’na defnedildi.
Muhsin Yazıcıoğlu’nun ismi, memleketi Sivas başta olmak üzere Anadolu’nun birçok şehri ile Pakistan gibi dost ve kardeş ülkelerde cami, cadde, park, okul ve vakıflara verilerek yaşatılıyor.
Darbelerin karşısında yer aldı
Yazıcıoğlu, siyasi hayatında her zaman darbelere karşı çıktı.
Millet iradesinin yanında yer alan, siyasi yaşamı boyunca görüşünü her zaman yüksek sesle dile getiren Yazıcıoğlu, 28 Şubat postmodern darbesine karşı duran liderlerden biri olarak da öne çıktı.
Muhsin Yazıcıoğlu’nun “Ordu gözbebeğimizdir ancak namlusunu millete çevirmiş tanka selam durmam.” sözü, o dönem ve sonrasında darbelere karşı adeta simge haline geldi.
BBP’nin kurucu lideri Muhsin Yazıcıoğlu’nun, siyasi yaşamı boyunca yaptığı bazı açıklama ve söylemleri de siyasete damga vurdu.
Yazıcıoğlu’nun o sözlerinden bazıları şöyle:
“Bir saniyesine bile hükmedemediğimiz bir dünya için bu kadar fırıldak olmaya gerek yok.”, “Firavun’a karşı çıkmak yetmez, Musa’nın yanında olmak gerekir.”, “Ben devlete, millete kurşun sıkanlara değil, ‘ben okumak istiyorum’ diyenlere af istiyorum.”, “Kan dökmeyi seven bir millet değiliz ancak söz konusu vatan ise dünyanın şah damarını keseriz.”
Şiirleri hafızalarda
Vatan ve millet sevgisiyle, ilkeli duruşuyla Türk siyasi hayatında iz bırakan liderlerden biri olan Muhsin Yazıcıoğlu, siyasetçi kimliğinin yanı sıra şiire tutkusuyla da biliniyordu.
Yazıcıoğlu’nun naaşının helikopter düştükten sonra karların üzerinde bulunması, sevenlerine “Üşüyorum” şiirini hatırlattı ve sevenleri tarafından adeta sembol haline getirildi.
Muhsin Yazıcıoğlu’nun şiirinde, “…Huzur dolu içimde/ Ben sonsuzluğu düşünüyorum/ Ey sonsuzluğun sahibi, sana ulaşmak istiyorum/ Durun kapanmayın pencerelerim/ Güneşimi kapatmayın/ Beton çok soğuk, üşüyorum…” dizeleri yer almaktaydı.
Cezaevinde bulunduğu dönemde yazdığı “Gül” isimli şiirindeki “Gül, gül ki gül yüzünde binlerce güller açsın/ Gül bahçesi gül yüzünden sevgi topla demet demet/ Sevgide güller açsın, güller sevgi dağıtsın/ Sevgiyle bakıyor gül gibi görüyorsan sen bahtiyarsın…” dizeleri de Yazıcıoğlu’nun umuda ve sevgiye verdiği önemi gözler önüne seriyor.