İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağlı Bayrampaşa Hidayet Türkoğlu Spor Kompleksi’nde hayatını kaybeden Emirhan Erdönmez’in ablası Ayşen Erdönmez, tesisin ihmalleri ve sorumluların aldığı önlemler hakkında açıklamalarda bulundu.
İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağlı Bayrampaşa Hidayet Türkoğlu Spor Kompleksi’nde hayatını kaybeden Emirhan Erdönmez’in ablası Ayşen Erdönmez, yaptığı paylaşımda, “Tesiste cankurtaran değil, lisansı bitmiş bir eğitmen var. Bir boğulma halinde bu kişilerden medet umması bekleniyor. Orada yönetmelik gereği bulunması gereken ekipmanları ve sağlık görevlileri saymıyorum bile. Biri boğulma tehlikesi geçirirse kendi imkanlarıyla çıkması bekleniyor tesis tarafından. Sorumlulara gelince tesis müdürü, müdür yardımcısı, yöneticisi her kimse, kimse bu sorumluluğun altına imza atmıyor” dedi.
Lise 3. sınıf öğrencisi 17 yaşındaki Emirhan Erdönmez, İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağlı Bayrampaşa Hidayet Türkoğlu Spor Kompleksi’nde 4 Temmuz 2023 tarihinde girdiği yüzme havuzunda boğularak hayatını kaybetmişti. Emirhan Erdönmez ablası Ayşen Erdönmez, sosyal medya hesabı üzerinden açıklama yaptı. Erdönmez paylaşımında, “Seni her gün çok, daha çok özlüyorum. Bugün yokluğunun 263’üncü günü. Bu fotoğraftaki benim kardeşim, Emirhan. Hayata heyecanla bağlı, sporcu, başarılı bir çocuktu. İhmaller sonucu kardeşim bizden koparıldığında henüz 17 yaşında, Pertevniyal Lisesi 3. sınıfta okuyan hayatının baharında, hayalleri, hedefleri olan biriydi. 4 Temmuz 2023 günü bir arkadaşı ile birlikte gitmiş olduğu İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı Bayrampaşa Hidayet Türkoğlu Spor Kompleksi’nde bulunan ve derinliği 4,35 m olan yönetmelik gereği de sadece profesyonel yüzücülerin kullanımına açık olması gereken Olimpik Atlama Havuzunda ihmaller zinciri sonucunda boğularak, 3 gün süren yaşam mücadelesinin ardından gencecik yaşta hayata veda etti” dedi.
Kimsenin sorumluluk almadığını belirten Erdönmez, “Birkaç gün önce çıkan bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi, kardeşim Emirhan 18 yaşından küçük olmasından dolayı ailesinin muvafakati alınması gerektiği halde muvafakati alınmadan usulsüz olarak spor kompleksine kaydı yapılmamış olsaydı. Yönetmelik gereği sadece profesyonel sporcuların kullanımına açık olması gereken ve derinliği 4,35 m olan bu havuz yüzmeye gelen diğer vatandaşların kullanımına kapalı veya en azından bir uyarı levhası olsaydı. Bu ve benzeri muhtemel olaylara müdahale etmek üzere spor kompleksinde daha önce görevlendirilmiş olan sağlık ekibi ve ambulansın buradaki görevine olaydan önce son verilmemiş olsaydı. Biri Olimpik Atlama Havuzu olmak üzere yan yan bulunan 2 adet havuzda, sadece 1 eğitmen değil, yine yönetmelik gereği ‘derinlik fark etmeksizin asgari her bir havuz için ayrı bir cankurtaran bulundurulur’ şeklindeki talimata aykırı hareket edilmeyerek gerekli teçhizata sahip her bir havuz için ayrı ayrı birer cankurtaran görevlendirilmiş olsaydı. Boğulma olayında kardeşimin suyun dibinde nefessiz, hareketsiz tam olarak ne kadar kaldığını bilen yok, suyun dibinde sırt üstü yattığının fark edilmesiyle kurtarması için haber verilen ve olay sonrası ‘cankurtaran’ olmadığı halde bu görevi yerine getirmek üzere görevlendirildiği anlaşılan görevlinin de diğer havuzun en uzak noktasında değil, yerinde (gözetleme kulesinde) daha duyarlı görevini yapıyor ve boğulma olayını ilk anında fark ederek müdahalesini daha erken yapmış olsaydı” diye konuştu.
“Giden bir can ve kardeşimin canı”
Erdönmez, paylaşıma şu sözlerle devam etti:
“Ambulans gelene kadar geçen yaklaşık 20 dakika süre içerisinde yapılan ilk müdahale esnasında, yüzmeye gelen diğer vatandaşlardan ‘aranızda doktor var mı’ diye sorularak medet umulmadan, ilk yardım kursunu almış, gerekli teçhizata sahip uzman kişiler tarafından müdahalesi yapılmış olsaydı. Olay sonrası çağrılan ambulans 20 dakika sonra değil de daha erken süre içerisinde gelmiş olsaydı, zira Emirhan’ın kaldırıldığı hastane tesise sadece 600 metre, yürüyerek götürülse bile daha hızlı müdahale edilirdi, şu an aramızda olabilirdi. Sözün özü, tesiste cankurtaran değil, lisansı bitmiş bir eğitmen var ve orada bulunan yüzücülerden olası bir boğulma halinde bu kişilerden medet umması bekleniyor. Orada yönetmelik gereği bulunması gereken ekipmanları ve sağlık görevlileri saymıyorum bile. Yani biri boğulma tehlikesi geçirirse kendi imkanlarıyla çıkması bekleniyor tesis tarafından. Sorumlulara gelince tesis müdürü, müdür yardımcısı, yöneticisi her kimse, kimse bu sorumluluğun altına imza atmıyor, istifa edenler işten çıkarılanlar. Herkes bir şekilde kurtulma derdinde. Ama giden bir can ve kardeşimin canı. Sonuç ne olursa olsun hiçbir şey kardeşimi geri getiremez, bunun farkındayım. Ama insan bu şekilde yaşayamıyor. Bu olayın bir daha başka aileler için yaşanmayacağının garantisini verebilecek misiniz? Bizler aile olarak bu büyük acıyı yaşadık yaşamaya da devam edeceğiz ve seni hiçbir zaman unutmayacağız canım kardeşim.” – İSTANBUL