Rusya’nın başkenti Moskova’da gerçekleşen saldırının ardından, Orta Asyalı göçmenler darp ediliyor ve ırkçı saldırılara maruz kalıyor. Tacikistan Büyükelçiliği, vatandaşlarına evden çıkmama çağrısı yaparken, göçmenlerin yaşadığı şiddet olayları artıyor. Rusya’da 10,5 milyon göçmen bulunuyor ve birçok göçmen kayıtsız olarak yaşıyor. Göç yasalarının sıkılaştırılması taleplerine rağmen, Rusya Orta Asyalı göçmenlerden faydalanmaya devam ediyor.
Laura Gozzi | BBC News
Rusya’nın başkenti Moskova’da geçen hafta Cuma akşamı Crocus Belediye Salonu’na düzenlenen saldırının ardından, ülkedeki Orta Asyalı göçmenler darp edildiklerini, ırkçı saldırılar ve vandallığa maruz kaldıklarını anlatıyor.
140 kişinin öldürüldüğü Moskova’daki saldırıyı IŞİD üstlenmiş, yetkililer saldırıdan sorumlu olan dört Tacikistan vatandaşını yakaladıklarını duyurmuştu.
Saldırıyı düzenleyen dört kişinin yanı sıra gözaltına alınan diğer kişilerin de Orta Asya ülkelerinden olduğu açıklandı.
Moskova’daki Tacikistan Büyükelçiliği, saldırının ardından vatandaşlarına hafta sonu evden çıkmama çağrısı yaptı.
Rusya’daki göçmen işçilerin önemli bir kısmı Orta Asya ülkelerinden göç eden kişiler.
Özellikle de hizmet, ulaştırma ve inşaat sektöründe çalışıyorlar.
Pek çoğu bu saldırıdan önce de ayrımcılığa maruz kalıyordu.
BBC’ye konuşan Texas A&M Üniversitesi’nden Prof. Edward Lemon, “Sıklıkla yabancı düşmanlığı yapılıyor, bu göçmenler ikinci sınıf insan muamelesi görüyor” diyor.
2021’de Rusya’yı Eurovision’da temsil eden ve günümüzde de Birleşmiş Milletler’in sığınmacı ajansının iyi niyet elçisi olan Tacikistan doğumlu şarkıcı Manizha Sanghin “alçakça bir katliam” olarak nitelediği Moskova saldırısını kınarken, bunun ceremesini Taciklerin ve diğer Orta Asyalıların çekeceğini vurguladı.
Rusya İçişleri Bakanlığı’na göre ülkede, Özbekistan, Tacikistan ve Kırgızistan’dan gelen 10,5 milyon göçmen var.
Bunların önemli bir kısmının da kayıtsız olduğu tahmin ediliyor.
Prof. Lemon’a göre sayının bu kadar yüksek olmasının nedenleri arasında Rusya’nın bu ülkelerden vize talep etmemesi olduğunu söylüyor.
Kendi ülkelerinde geçimini sağlayamayan insanlar için Rusya, çok az sayıda şanstan biri.
Tacikistan Büyükelçiliği’nin uyarılarının ardından hafta sonu Rusya’nın uzak doğusundaki Blagoveşçensk’te bir göçmenin sahip olduğu bir dükkan ateşe verildi.
Moskova’nın güneybatısındaki Kaluga kentinde de birkaç göçmen darp edildi.
Saldırının ardından Kırgızistan’dan Moskova’nın Şeremetyevo Havalimanı’na inen göçmenler iki gün boyunca bir odada gıda ve su verilmeden kilitli tutulduktan sonra ülkelerine gönderildiklerini anlattı.
Moskova’daki bazı taksi şoförleri de yolcularının, araca binmeden önce Tacik olup olmadıklarını sorduğunu söyledi.
Saldırının hemen ardından, Cumartesi’nin ilk saatlerinde göçmenlerin Telegram gruplarında büyüyen bir endişe hissediliyordu.
“Moskova’daki Tacikler” adlı Telegram grubunda bir üye “Zaten pek çok kişi Rus olmayanları sevmiyordu bir de başımıza bu çıktı” yazdı.
Tacik toplumunun ödeyeceği bedelden endişe eden bir diğer üye ise “Allahım lütfen saldırganlar Tacik değil de Ukraynalı olsun” ifadelerini kullandı.
Rus medyası Mediazona’ya konuşan ve göçmenlere karşılıksız olarak yardım eden Avukat Valentina Çupik, saldırıdan sonraki iki günde göçmenlerden 2 bin 500 şiddet olayı bildirimi aldığını söyledi.
Polis ülke genelinde göçmenlerin kaldığı yerlere baskın yaptı ve birkaç kişiyi gözaltına aldı.
Çupik, gözaltılar sonrasında 30 ayrı işkence şikayeti aldıklarını da ekledi:
“Bu sayılar her gün artıyor. Bazı Tacikler ülkeyi terk etmeyi düşünüyor.
“Bir grup Tacik vatandaşı da bana, onlara güvenli bir konaklama imkanı bulup bulamayacağımı sordu çünkü işçi evlerinde kalmaktan korkuyorlar.”
Çupik Rusya’da genellikle “yüzü Slavlara benzemeyen” göçmenlerin ayrımcılığa maruz kaldığını ve en büyük aşağılama ile şiddetin de sıradan insanlardan değil kolluk kuvvetlerinden geldiğini vurguluyor.
Geçen hafta Moskova’da düzenlenen saldırı durumu epeyce kötüleştirmiş olsa da Rusya’da göçmenlerin hayatında her zaman polis şiddeti vardı.
Her yıl Rus yetkililer göçmenlere kapsamlı operasyonlar düzenliyor, Orta Asyalıların işletmelerini, camilerini ve toplanma alanlarını basıyor.
Geçen yıl bu baskınlarda gözaltına alınan göçmenlerin 15 bininin sınır dışı edildiği açıklanmıştı.
Ocak ayında Yekaterinburg’daki bir baskında vatandaşlarının polis tarafından aşağılandığı bir videonun sosyal medyada yayılmasından sonra Kırgızistan ve Özbekistan hükümetleri, Rusya’dan soruşturma talep etmişti.
Fakat bu zor şartlara rağmen pek çok Orta Asyalı göçmenin Rusya’da çalışmaktan başka pek bir şansı yok.
Orta Asya’nın en yoksul ülkesi olan Tacikistan’da gayrı safi yurtiçi hasılanın yarısının ülke dışındaki vatandaşlarının yolladığı paralar oluşturuyor.
Prof. Lemon, Taciklerin bütün zorluklara rağmen Rusya’ya gitmeye devam etmesinin arkasında bu nedenin yattığını söylüyor.
Rusya’nın karmaşık göç yasaları sayesinde ülkeye bir kere yasal bir yoldan giren göçmen işçiler, daha sonra gerekli belgeleri olmadan kalmaya devam edebiliyor.
Öte yandan belgesiz göçmenler için hayat daha zor. İşverenleri tarafından istismar edilebiliyor, kötü şartlarda yaşamaya zorlanabiliyor ve sağlık sistemine erişemiyorlar.
Ayrıca gözaltına alınma riskiyle karşılaştıklarında yetkililere rüşvet ödemeleri gerekiyor.
Moskova saldırısının ardından bazı Rus siyasetçiler göç yasalarının sıkılaştırılmasını talep etti.
İçlerinden biri “göçmenler en küçük kabahatlerinde sınır dışı edilsin” dedi.
Fakat bunların gerçekleşmesi pek olası değil.
Zira Rusya da Orta Asyalı göçmenlerden faydalanıyor.
Ukrayna’daki savaş Rusya’da bir iş gücü açığına yol açtı ve milyonlarca iş gücünü kaybetmeyi göze alamazlar.
Öte yandan yıllar süren gerilim ve yabancı düşmanlığının ardından Rusya’daki göçmen toplulukları kaygılı.
Taciklerin Telegram grubunda bir kişi “Dikkatli olun dostlar” diyor ve ekliyor:
“Bu olayın ardından zor bir dönem bekliyor bizleri.”