Sudan’da orduyla Hızlı Destek Kuvvetleri adlı milis güç arasında çıkan ve iç savaşa dönen krizin birinci yılı geride kaldı.
Sudan’da orduyla Hızlı Destek Kuvvetleri adlı milis güç arasında çıkan çatışmalarda bir yıl geride kalırken, ülke iç savaşa sürüklendi.
Başkent Hartum’da başlayan şiddet ülke geneline yayıldı, binlerce kişi öldürüldü, yerleşimler ve ülkenin alt yapısı da savaştan büyük zarar gördü.
Birleşmiş Milletler (BM) bünyesinde Dünya Gıda Programı’nın (WFP) Sudan’daki acil durum yöneticisi Michael Dunford, BBC’ye yaptığı açıklamada, dünyanın en şiddetli açlık krizinin Sudan’da yaşandığını söylüyor.
Dunford, “Gözümüzün önünde bir facia yaşanıyor ve korkarım ki daha da kötüye gidecek” diyor.
Ülkede yaklaşık 18 milyon kişi “akut açlık” yaşıyor. WFP’ye göre bu sayı 25 milyona çıkabilir. Bu da Sudan nüfusunun yarısı demek.
Uzmanlar ayrıca 220 bin kişinin gelecek aylarda hayatını kaybedebileceği uyarısını yapıyor.
Ordu ve Hızlı Destek Güçleri arasındaki çatışmalar 15 Nisan 2023’te başladı. BM kayıtlarında, çatışmalarda 14 bin kişinin öldüğü yer alsa da, uzmanlar gerçek sayının bunun çok üzerinde olduğunu düşünüyor.
Savaş nedeniyle 8 milyondan fazla kişi evlerini terk etti. Bunların bir kısmı sınırı geçerek Sudan’ın komşularına göç etti.
Başkent Hartum’da savaştan önce 7 milyondan fazla kişi yaşıyordu. RSF kentin büyük kısmını kontrol etse de, ordu son dönemde mevzi kazanıyor.
BBC Arapça ve BBC Verify tarafından incelenen video ve fotoğraflar, dükkanların, hastanelerin ve üniversitelerin gördüğü zararı ortaya koyuyor.
Greater Nile Petroleum Operating Company (Büyük Nil Petrol İşletme Şirketi) gökdeleninin geçtiğimiz Eylül’de yanması da önemli bir dönüm noktası olmuştu.
Çatışmalar nedeniyle en az üç hastane ve bir üniversite zarar gördü. Hartum’dan Dr. Alaaddin El Nur hastanelerde tıbbi malzeme sıkıntısı yaşandığını söyleyerek, “Doktorlar olarak güvende hissetmiyoruz. Tıbbi malzemeler ve ekipmanlar yağmalandı” dedi.
WFP alt yapıdaki tahribatın da insani krizi derinleştirdiği görüşünde. Dunford bu durumun, gıda güvenliğindeki sorunları artırdığını söylüyor.
Omdurman ve Bahri şehirlerini birbirine bağlayan Şambat Köprüsü, geçen Kasım ayında çöktü. Burası Nil nehri üzerinden milisleri ve askeri malzemeleri geçiren RSF için stratejik açıdan önemli bir yerdi.
Ocak ayında, Hartum’un kuzeyindeki El Celili petrol rafinerisi, çatışmaların ardından yandı. Tesis, tarafların güç mücadelesinin merkezindeydi.
İngiliz hayır kurumu Çatışma ve Çevre Gözlem’den araştırmacı Leon Moreland, Kasım 2023 ve bu yılın Ocak ayı arasında 32 büyük petrol tankının üç farklı olaya hasar aldığını söyledi.
BBC Arapça’ya konuşan Moreland “Petrol sızıntıları herhangi bir müdahale olmadan yeraltı sularına ve Nil Nehri’ne doğru eğimli tarım arazilerine ulaşıyor” diyor.
“Bu yeni kirlenme, bölgedeki yeraltı kirliliğini daha da kötüleştirecek. Uydu görüntüleri kirliliğin zaten yaygın olduğunu gösteriyordu.”
Uydu görüntüleri aynı zamanda, Hartum’daki üç su pompalama merkezindeki depoların da boş olduğunu gösteriyor. Bunlara ne olduğu belirsiz.
Hartum’da yaşayan 31 yaşındaki Hasan Muhammed, son dört aydır su ve elektrik kesintileri yaşandığını söylüyor.
“Temiz su bulmak için uzun mesafelere yürümek ya da içmeye uygun olmayan nehir suyundan almak zorundayız. Bu da hastalıkların yayılmasına yol açıyor.”
Hartum Uluslararası Havalimanı’na uçuşlar da bölgenin büyük bir çatışma alanı olması yüzünden durduruldu. Bu da ülke içindeki yardım dağıtımını olumsuz etkiliyor.
BBC Verify, çatışmanın ilk 48 saatinde çekilen bazı videoları teyit etti.
BBC Verify’ın ilk incelediği video 15 Nisan’da pistin kuzey ucunda çekildi. Videoda RSF milislerinin pist üzerinde koştuğu ve havaalanının ana binalarının yakınlarında ateş açtıkları görülüyor.
Kısa süre sonra, pistin kuzey ucunda yanan en az bir uçaktan dumanlar yükseldiği görülüyor.
Bir başka videoda, uçakların yerden görüntüleri yer alıyor. Büyük ihtimalle bir önceki videoda yanan aynı uçaklar ancak bu kez havaalanının doğu ucundan çekilen görüntüler.
Hartum’da yaşamsal önemdeki altyapıya hasar vermekle suçlanan ordu ve RSF birbirlerini suçluyor.
Ufukta son gözükmüyor
Sudan’ın diğer bölgelerinde de çatışmalar var. Özellikle de Afrikalı ve Arap topluluklar arasında yıllarca şiddet yaşanan, ülkenin batısındaki Darfur’da.
İngiltere hükümetinin fonladığı Bilgi Dayanıklılığı Merkezi’nin araştırması, Sudan’ın batısındaki 100’den fazla köyün yandığını gösteriyor.
Sudanlı ekonomist Wael Fehmi, savaşın ekonomi ve gıda sistemi üzerindeki etkisinin feci olduğunu söylüyor.
“Ekonomi yarı yarıya küçüldü ve tarımsal faaliyetin % 60’ı durdu” diyor.
WFP de ayı ölçüde karamsar.
Michael Dunford “Sudan’da şu anda yaşananlar tam bir trajedi. Artık eşiğin geçilmiş olduğunu değerlendiriyoruz.”
Ateşkes için yapılan uluslararası girişimler şimdiye dek başarısız oldu. Ancak Suudi Arabistan’ın Cidde kentinde yeni görüşmeler için çaba sarf ediliyor.
Katkıda bulunanlar Samira Elsaidi & Benedict Garman