İsrail’in Gazze’deki işgal ve katliamları ile Türkiye’nin İsrail ile ticaretini tamamen durdurmaması, Ankara, İstanbul ve İzmir başta olmak üzere 24 ilde eş zamanlı olarak protesto edildi. Ankara’da Ticaret Bakanlığı önünde yapılan açıklamada, “İsrail’le ticarete kesin bir son verilmelidir. İsrail her açıdan kaskatı bir boykot duvarıyla çepeçevre sarılmalıdır. Ticaret, diplomasi, eğitim, sanat, spor, sağlık, akademi gibi hayatın her alanında İsrail’e geçitsiz ve tavizsiz bir abluka uygulanmalıdır. Kısıtlama kandırmacaya dönüşmemeli gerçek bir tavır üretmelidir” denildi.
İsrail’in Gazze’deki işgal ve katliamları ile Türkiye’nin İsrail ile ticaretini tamamen durdurmaması, Ankara, İstanbul ve İzmir başta olmak üzere 24 ilde eş zamanlı olarak protesto edildi. Ankara’da Ticaret Bakanlığı önünde yapılan açıklamada, “İsrail’le ticarete kesin bir son verilmelidir. İsrail her açıdan kaskatı bir boykot duvarıyla çepeçevre sarılmalıdır. Ticaret, diplomasi, eğitim, sanat, spor, sağlık, akademi gibi hayatın her alanında İsrail’e geçitsiz ve tavizsiz bir abluka uygulanmalıdır. Kısıtlama kandırmacaya dönüşmemeli gerçek bir tavır üretmelidir” denildi.
Türkiye genelinde Ankara dahil 24 ilde eş zamanlı olarak “İsrail’e Ticaret, Filistin’e İhanet” sloganıyla eylem yapıldı. Ticaret Bakanlığı’nın önünde “Direniş Çadırı” adlı kampanya grubunun çağrısıyla düzenlenen eylemde “Siyonistin Çeliği Enerjisi, Gıdası Türkiyeden Ticareti Kes, Limanları ve Üsleri Kapat İhanetten Vazgeç” yazılı pankart açıldı. Eylemde “Nehirden denize özgür Filistin”, “Laf değil icraat istiyoruz”, “İsrail’e sevkiyat durdurulsun”, “İsrail kanlı ellerini çek”, “Ortadoğu’da İsrail diye bir devlete yer yoktur” pankartları açıldı, “İsraille ticaret Filistin’e ihanet”, “Siyonist sermaye hesap verecek”, “Çocuklar ölüyor devletler uyuyor” sloganları atıldı.
Açıklamada, iktidara İsrail’le tüm ilişkilerin kesilmesi çağrısı yapılarak şöyle dendi:
“DEVLETLERİN KÖR VE SAĞIR KESİLDİĞİ BU GÜNLER DOĞRU YERDE DURMAZSAK HEPİMİZ ADINA TARİHE KARA BİR LEKE OLARAK ÇALINACAKTIR”
“Bugün 14 Nisan. İşgalin, soykırımın, yok sayılmanın ve insanlığa dair umudun tecavüze uğramasının 191. günü. 7 Ekim’den beri, yüzyıldır devam eden işgalin ve yağmanın en şiddetli günlerine şahidiz. Filistin halkı, sömürgeci devletlerin bir projesi olarak üretilen İsrail siyonist devletinin saldırılarına kahramanca direniş gösteriyor. Yine bu sömürgeci devletler, utanmadan sıkılmadan Filistinlerin kendi öz topraklarında insan haklarından ve özgürlüklerden dem vurmaya devam etmektedir. Devletlerin kör ve sağır kesildiği bu günler, doğru yerde durmazsak hepimiz adına tarihe kara bir leke olarak çalınacaktır. Dünyadaki tüm halklar kendilerine bir direniş ahlakını kalkan ederek sömürgeye ve zulme uğrayan tüm halkların yanında kendi topraklarından ses vermelidir. Batıdan ve Doğudan sömürgecilere insan olmanın, erdemli olmanın, izzet ve şeref sahibi olmanın ne demek olduğunu gösteren Gazze halkı bugün insanlık için kocaman bir okuldur. Bu okulun şerefli direnişçilerini insanlığın sahip olduğu bütün erdemler adına selamlıyoruz.
“KESİLMEYEN TİCARİ VE SİYASİ İLİŞKİLER İSRAİL DEVLETİNİN ŞIMARIKÇA İNSAN ÖLDÜRMESİNİN NE YAZIK Kİ MOTİVASYONU HALİNE GELMİŞTİR”
Katil ve korkak İsrail devletine karşı kahramanca direnen bu halk en çok da aynı tarihsel kaderi paylaşan, kardeş bildiği toplulukların ve onların sahibi olduğu devletlerin kendilerini yalnız bırakmasının acısını yaşıyor. Yalnız bırakılmanın ötesinde katil bir devlete verilen dolaylı ve doğrudan destekler, Filistin halkının katledilmesinde sorumluluk taşımaktır. Kesilmeyen ticari ve siyasi ilişkiler İsrail devletinin şımarıkça insan öldürmesinin, insanlığa karşı suç işlemesinin ne yazık ki motivasyonu haline gelmiştir. Öyle bir motivasyon ki, ne çocuk ne de masum dinlemektedir. Siyasi makamların bu zorba devlete karşı ricacı tavrı, rica edilenlerin ellerindeki kanı her gün az daha artırmasndan başka bir işe yaramamaktadır. Tarih bize sürekli göstermektedir ki zalime ricacı olmak zulmüne ortak olmaktır.
“KISITLAMAYI DEĞİL TÜM KALEMLERİ KAPSAYAN ERDEMLİ BİR AMBARGO TALEP EDİYORUZ”
Türkiye’de ve dünyanın birçok yerinde kendini Filistin halkının kardeşi olarak gören milyonlarca insan neredeyse her gün sokaklara, meydanlara dökülerek yaşadıkları ülkelerden, soykırım suçlusu İsrail devletine karşı yaptırım uygulamasını talep ettiler ve etmeye de devam ediyorlar. Her ne kadar daha önce kabul edilmese de, Türkiye’nin İsrail’le ticari ilişkilere kısıtlama getireceğini açıklaması, bu gerçeği, katil siyonist devletle yapılan ticareti teyit etmiştir. Filistin dostlarının bu istikrarlı talebi bir hakikati ortaya koymuş aynı zamanda bazı konulardaki samimiyetsizliği de ortaya çıkarmıştır.Tüm trollerin ve Filistin’e ihanet içerisinde olanların aylardır sürdürdüğü inkar dili belki de binlerce masum insanın ölümüne sebebiyet verecek kirli bir ticaretin devam etmesine sebep olmuştur. Bizler meydanlarda, kentlerin sokaklarında, her evde, her mescidin içinde, okulda sıra arkadaşlarımıza kazancı ateş olan bir ticareti hatırlatmayı imanın gereği biliyoruz. O yüzden; inancımız, insanlığa dair umudumuz, ahlakımızın bize öğretisi gereği olarak kısıtlamayı değil tüm kalemleri kapsayan erdemli bir ambargoyu talep ediyoruz.
Kısıtlama açıklamasında Filistinli çocukları katleden uçakların, askeri araçların yakıt tedariğine dair bir ibare bulunmamaktadır. Yine kısıtlama açıklamasında, ellerindeki silahlarla masum insanları avlayıp, bir de üstüne üstlük kendilerine sivil yerleşimci diyen katiller sürüsünün silah malzemelerine dair maddeler de bulunmamaktadır. Ramazan ayındaki oruçlarımız sabah namazından akşam ezanına kadar bir süreye denk düşüyordu. Gazze halkına reva görülen açlık ise aylardır sınır tanımadı. İsrail sokaklarında öldürülen her Gazzeli çocuk, kadın ve erkek için danslı kutlama yapan siyonist devletin destekçilerine gönderilen gıda, izzettimizi ve şerefimizi zehirlemiştir. Lekelenen şey Gazze halkına reva görülen bir parça bez değil hepimizin haysiyetidir. Tüm bunlara rağmen kısıtlama kararında, Gazze halkı açlıktan kırılırken, sokaklarda eğlencesine insan öldüren üniformalı ya da sivil siyonist çetelerin gıda tedariğine dair bir işaret bulunmamaktadır.
“İSRAİL’LE TİCARETE KESİN BİR SON VERİLMELİDİR”
Bugün yeniden taleplerimizi daha çok meydanda daha büyük halkalarla daha da uzaklara seslenerek yineliyoruz. İsrail’le ticarete kesin bir son verilmelidir. İsrail her açıdan kaskatı bir boykot duvarıyla çepeçevre sarılmalıdır. Ticaret, diplomasi, eğitim, sanat, spor, sağlık, akademi gibi hayatın her alanında İsrail’e geçitsiz ve tavizsiz bir abluka uygulanmalıdır. Kısıtlama kandırmacaya dönüşmemeli gerçek bir tavır üretmelidir.Ateşkes gibi zamanı ve kapması belirsiz bir garabete değil özgür Filisitn devletine odaklanılmalıdır. Gazze’nin her yerine kesintisiz ve yeterli insani yardım ulaştırılması sağlanmalıdır. Gazze halkı göz göre göre açlıktan ölmeye terk edilmemelidir. İsrail’i koruyan ABD’nin ve NATO’nun etkisinden kurtarılmalıdır. Kürecik Radar Üssü kapatılmalıdır. İncirlik Üssü’ndeki ABD askerleri ülkelerine gönderilmelidir. Bu ülkede, bu kadim topraklarda soykırım destekçilerinin askeri ve siyasi güçlerine yer olmamalıdır.”