CHP Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara, Hatay’ın Samandağ ilçesinde bulunan Hazır Beton Üretim Santrali’nin çevreye ve yurttaşlara zarar verdiğini belirterek, santralin yakınlığındaki yerleşim birimlerine ve tarım alanlarına tehlike oluşturduğunu ifade etti. Kara, santralin çevresel etkileri ve sağlık sorunlarına yol açabilecek kimyasallar ve ağır metaller kullanmasının ekosistemi ve endemik bitki ve canlı türlerinin yaşam alanını tehdit ettiğini vurguladı. Ayrıca, santralin su tüketiminin bölgeyi çölleştireceğini ve baca tozlarının çevreye yayılarak insan sağlığına ciddi tehdit oluşturacağını belirtti. Kara, Samandağ halkının yaşanabilir bir çevrede yaşama hakkını savunacaklarını ve dayanışmayı sürdüreceklerini ifade etti.
(ANKARA) –CHP Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara, Hatay’ın Samandağ ilçesinde bulunan Atatürk Mahallesi’ndeki Hazır Beton Üretim Santrali’nin bölgedeki yurttaşlara ve çevreye zarar verdiğini belirterek, “Bu santrallerde kullanılan kimyasallar ve ağır metaller ekosistemi de uzun vadede oldukça tahrip edecektir; özellikle Asi Nehri eski yatağının çok yakınına kurulan bu tesisler yöreye has endemik bitki ve canlı türlerinin yaşam alanına da bir tehdittir” dedi.
CHP Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara; Hatay’ın Samandağ ilçesi Atatürk Mahallesi’nde bulunan Hazır Beton Üretim Santrali’yle ilgili yazılı açıklama yaptı. Santralin yurttaşların sağlığını olumsuz etkileyecek yakınlıkta olduğuna ve planlanan kapasite artışı ile çevresel ve yaşamsal tehlikelerinin artacağına dikkat çeken Yıldırım Kara, şunları kaydetti:
“Deprem sonrasında Hatay halen aldığı ağır hasarlar dolayısıyla artan çevre sorunlarıyla mücadele içindedir. Bahsi geçen Hazır Beton Üretim Santrali proje alanı itibariyle yol ve ulaşım güzergahlarına, okullara, narenciye ve seracılık üretiminin yapıldığı tarım alanlarına, bankalara ve semt pazarları gibi vatandaşımızın günlük hayatında önemli rol oynayan birçok mekana tehlike arz edecek yakınlıktadır. Anayasanın 56. Maddesi’nin hükmü gereğince ‘Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir.’ Samandağ halkının bu hakkına sahip çıkmak ve yaşanabilir çevre koşulları sağlamak zorundayız. Üretim sürecinde ortaya çıkacak büyük miktarda toz, kullanılan aktif yakıtlar sonucu açığa çıkan gaz, santral bacalarından salınan ve havayı kirleten küçük partiküller kronik sağlık problemlerine yol açabilmekte ve ölümlere neden olabilmektedir.
Ayrıca bu santrallerde kullanılan kimyasallar ve ağır metaller ekosistemi de uzun vadede oldukça tahrip edecektir; özellikle Asi Nehri eski yatağının çok yakınına kurulan bu tesisler yöreye has endemik bitki ve canlı türlerinin yaşam alanına da bir tehdittir. Bu santral yakın çevreyi uzun vadede zehirleyecek buna ek olarak santralin tüketeceği su bölgeyi nihayetinde çölleştirecektir. Rüzgarı da hesaba kattığımızda santralden çıkacak olan baca tozları ise yakın çevresinde bulunan, semt pazarına, Çarşı denilen ilçe merkezine, Cumhuriyet, Sutaşı, Çöğürlü, Kuşalanı, Tekebaşı mahallelerine, Yeni Mahalle’de Akdeniz’e kadar Samandağ ilçemizin büyük bir bölümüne yayılacaktır ve buralarda hem ekosisteme hem de insan sağlığına ciddi bir tehdit oluşacaktır.”
“DAYANIŞMAMIZI SÜRDÜRECEĞİZ”
Kara, Hazır Beton Üretim Tesisi’nde kapasite artışına ilişkin ÇED raporuna dikkat çekerek, şu ifadeleri kullandı:
“Proje alanının Samandağ ilçe merkezine 520 metre mesafede yer aldığı raporda açıkça belirtiliyor. En yakın yerleşim birimi 640 metre ile Yeşilada Mahallesi iken, en yakın konut ise sadece 170 metre mesafede yer alan Atatürk Mahallesi’ne bağlıdır. Fakat bu yakınlık raporda bize şöyle anlatılıyor: ‘Yol ve ulas¸ım gu¨zergahlarına yakın olması, faaliyet ic¸in sec¸ilen yerin, u¨retim yo¨nteminin uygunluk ac¸ısından bo¨lgenin sosyo-ekonomik durumu proje yerinin sec¸ilmesinin etkin sebeplerdir ve başka bir mekan alternatifi bulunmamaktadır.’ Bu, bölgenin sosyo-ekonomik durumunun sebepler arasında gösterilmesi ve bir istihdam kapısı yaratacağı şeklinde olumlu bir algı yaratılmakta, yurttaşlarımıza ve doğaya verilecek zararın bu yolla üstü kapatılmaya çalışılmaktadır. Bu süreci takip edecek ve Samandağ halkının yatırım uğruna, sermaye uğruna yaşanabilir bir çevreden sağlıklı bir gelecekten mahrum olmaması adına bu taleplerinin ehemmiyetini her fırsatta dile getireceğiz. Hatay, kirlilik yükü bakımından maalesef Türkiye’nin en üst sıralarda yer alan kenti olmuştur. Depremi yaşamış yurttaşlarımız zaten halihazırdaki bu kirlilik yüküyle büyük risk altındadır. Her gün yeni bir kapasite artışı ya da çevreye büyük ölçüde zararlı tesislerin açılması yurttaşlarımızı deprem dışındaki başka felaketlerle de karşı karşıya kalmasına sebep olmaktadır. Ne Samandağ ne de Hatay’ın herhangi bir bölgesinde yaşayan yurttaşlarımız yeni bir felaketi yaşayabilecek güçtedir. Dolayısıyla kendi yaşam alanına ve doğaya sahip çıkan her Hataylı ile dayanışmamızı sürdüreceğiz.”