CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Eski HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın yargılandığı davaya ilişkin açıklamalarda bulundu. Tanrıkulu, bu davanın bir siyasi dava olduğunu ve tutuklu olan Demirtaş ve Yüksekdağ’ın birer siyasi rehine olduğunu belirtti. Ayrıca, kullanışlı yargı mensuplarından vazgeçilmesi gerektiğini ve bu davanın AKP’ye bir sabıka kaydı olarak yazılacağını ifade etti.
(ANKARA) – CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Eski HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın yargılandığı davaya ilişkin; “Bu bir siyasi davadır, hatta bir siyasi intikam davasıdır. Kendileri tutukludur ama bana göre tutuklu değiller. Bir mahkeme tarafından verilmiş karar olsa bile bu arkadaşlarımız, bir siyasi rehinedir” diye konuştu.
CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, TBMM Genel Kurulu’nda Eski HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın yargılandığı davaya ilişkin açıklamalarda bulundu. Demirtaş ve Yüksekdağ’ın siyasi kaygılarla tutuklu olduğunu belirten Tanrıkulu, şunları söyledi:
“BU DOSTLARIMIZ BİRER SİYASİ REHİNEDİR”
“Kendi tarihimizden biliyoruz ki, Türkiye’de her dava hukuki kaygılarla açılmaz ve yakın tarihimizden de biliyoruz ki, bazı davalar siyasi kaygılarla açılır. Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ ki bu kürsülerde milletvekilliği yapmışlardı, yargılandığı bu dava bir siyasi davadır, hatta bir siyasi intikam davasıdır. Kendileri tutukludur ama bana göre tutuklu değiller, bir mahkeme tarafından verilmiş bir karar olsa bile bu arkadaşlarımız, bu dostlarımız bir siyasi rehinedir. Kürt Meselesinin bir siyasi rehinesi olarak bir mahkeme kararı ile cezaevinde tutulmaktalar.
“KULLANIŞLI YARGI MENSUPLARINDAN VAZGEÇİN”
Neden bunları söylüyorum? 6 Ekim 2014 tarihinde Sayın Erdoğan, Kilis’te konuştuğu zaman ben de kendisini canlı dinledim. O zaman da milletvekiliydim, hukukçuydum, bu Cumhuriyetin yurttaşıydım ama aynı zamanda Kobane’de yaşayan yurttaşlarla aynı kimliğe sahip bir Kürt’üm. Sayın Erdoğan’ın ‘Kobane düştü, düşecek’ dediği sözleri ve kullandığı ifade, yüzündeki ifade bir yurttaş olarak, bir milletvekili ve bir Kürt olarak beni son derece rencide etti, beni üzdü birçok Kürt’ü üzdüğü gibi. Tam da bu nedenledir ki o zaman Halkların Demokrasi Partisi akşam MYK bildirisiyle bir ‘tweet’ attı, o tweeti de aynı zaman diliminde inceledim.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin bu tweetle ilgili olarak verdiği karar var: Hangi illiyet bağını kuruyorsunuz diye… Bu bir siyasi intikam davasıdır, bir tweetten 52 tane idam istenemez, bir tweetten bu kadar çok siyasetçi bu kadar ağır cezalarla karşı karşıya kalamaz. Bunun farkında olun sadece ve size şunu söyleyeyim, kullanışlı yargı mensuplarından vazgeçin. Bu iddianameyi yazdığı zaman da Ankara Cumhuriyet Başsavcısı olan şahsın neler yaptığını biliyorsunuz, çete iddianamelerinde adları geçti, bunları kullandınız, böyle hukuk dışı iddianameler yazdınız ama tarih sizden bu dava nedeniyle hesap soracak ve Adalet ve Kalkınma Partisi’ne bu dava bir sabıka kaydı olarak, Kürt meselesi bakımından da bir sabıka kaydı olarak, ağır bir sabıka kaydı olarak burada yazılacak; bundan emin olabilirsiniz. O nedenle, biraz sonra kaldıracağınız her el, aynı zamanda burada kaldırılan her el sizlerin de tarihine bir sabıka kaydı olarak yazılacaktır.”