Birleşmiş Milletler (BM) Myanmar’daki İnsan Hakları Özel Raportörü Tom Andrews, Myanmar’da son 5 ayda sivillere yönelik saldırılarda belirgin artış görüldüğünü belirterek, ‘Sivil hedeflere yönelik hava saldırıları 5 kat arttı.’ ifadelerini kullandı. Andrews, askeri yönetimin sivillere yönelik saldırılarının arttığını, cuntaya karşı daha güçlü ve koordineli uluslararası eyleme ihtiyaç duyulduğunu vurguladı.
Birleşmiş Milletler (BM) Myanmar’daki İnsan Hakları Özel Raportörü Tom Andrews, Myanmar’da son 5 ayda sivillere yönelik saldırılarda belirgin artış görüldüğünü belirterek, “Sivil hedeflere yönelik hava saldırıları 5 kat arttı.” ifadelerini kullandı.
Myanmar’daki insan hakları durumuna ilişkin raporunu açıklayan Andrews, askeri yönetimin sivillere yönelik saldırılarının arttığını, cuntaya karşı daha güçlü ve koordineli uluslararası eyleme ihtiyaç duyulduğunu vurguladı.
Andrews, askeri yönetim ile etkileşime koşulsuz son verilmesi ve ileriye dönük ilk şartın “ölümlerin durdurulması” olması gerektiğini belirtti.
Myanmar’da cuntanın giderek yalnızlaştığını ancak hala son derece tehlikeli olduğunu kaydeden Andrews, “Son 5 ayda sivillere yönelik saldırılarda belirgin bir artış görüldü. Sivil hedeflere yönelik hava saldırıları 5 kat arttı.” ifadelerini kullandı.
Arakanlılara yönelik saldırılar sürüyor
Andrews, özellikle Arakanlı Müslümanların en fazla bombardımana maruz kaldığını, Myanmar’daki çoğu kişinin aksine Arakanlıların güvenli bir yere gitmelerine izin verilmediğini hatırlatarak, iki gün önce Arakan eyaletindeki bir köye gerçekleştirilen saldırıda, aralarında küçük çocukların da bulunduğu en az 23 Arakanlının öldürüldüğüne dair haberler olduğunu bildirdi.
Andrews, “Arakanlılara yönelik saldırılar ve diğer sistematik insan hakları ihlalleri, Gambiya’nın Uluslararası Adalet Divanında açtığı ve BM İnsan Hakları Konseyinin birkaç üyesinin de müdahillik talebi olan soykırım davasında verilen geçici tedbirlere rağmen azalmadan devam ediyor.” ifadesine yer verdi.
Cunta güçlerinde kitlesel kayıpların artmasının yanı sıra ayrılmalar, teslim olmalar ve asker toplama zorluklarının asker sayısının azalmasına yol açtığını kaydeden Andrews, bunu “Myanmar ordusu için varoluşsal bir tehdit” olarak nitelendirdi.
Andrews, cuntanın ülkedeki şiddetin, istikrarsızlığın, ekonomik gerilemenin ve kanunsuzluğun başlıca nedeni olduğunu da vurgulayarak Myanmar’daki kaosun bölgeyi ve dünyayı etkileyebileceği uyarısında bulundu.
Myanmar’daki binlerce kişinin komşu ülkelere kaçmaya devam ettiğini kaydeden Andrews, cunta savaş uçaklarının komşu ülkelerin hava sahasını ihlal ettiğini de belirtti.
Hükümetlerin cuntaya silah ve para arzını kesmeye yönelik adımlarını memnuniyetle karşıladığını belirten Andrews, Singapur merkezli kuruluşların silah transferlerinin 2023’te yaklaşık yüzde 80 azaldığını kaydetti.
Andrews, Myanmar’daki askeri yönetime silah ve para teminini kesme konusunda daha fazla stratejik koordinasyon çağrısında bulundu.
Arakanlı Müslümanlara etnik temizlik
Myanmar’ın Arakan eyaletinde 2012’de Budistler ile Müslümanlar arasında çıkan çatışmalarda, çoğu Müslüman binlerce kişi katledilmiş, yüzlerce ev ve iş yeri ateşe verilmişti.
Arakan’daki sınır karakollarına 25 Ağustos 2017’de düzenlenen eş zamanlı saldırıları gerekçe gösteren Myanmar ordusu ve Budist milliyetçilerin uyguladıkları kitlesel şiddetten kaçan 1 milyona yakın kişi, komşu ülke Bangladeş’e sığınmıştı.
Çok sayıda Arakanlı Müslüman, Bangladeş’in Cox’s Bazar bölgesindeki aşırı kalabalık mülteci kamplarından kaçarak diğer Müslüman ülkelere gitmek için hayatlarını tehlikeye atıp derme çatma teknelerle denize açılıyor.
Bangladeş, halihazırda 1,2 milyondan fazla Arakanlı Müslüman mülteciye ev sahipliği yapıyor.
Myanmar’daki askeri darbe
Myanmar’da 2020’deki genel seçimlerde hile yapıldığı iddialarının ortaya atılması ve ülkede siyasi gerilim yaşanmasının ardından ordu, 1 Şubat 2021’de yönetime el koymuştu.
Ordu, ülkenin fiili lideri ve Dışişleri Bakanı Aung San Suu Çii başta olmak üzere, pek çok yetkili ve iktidar partisi yöneticisini gözaltına almış ve olağanüstü hal ilan etmişti.
Ordu yönetimine karşı demokrasi taraftarları, ülkede gösteriler düzenlemeye başlamış, ordunun göstericiler üzerine ateş açması sonucu onlarca kişi tutuklanmış, yaralanmış veya hayatını kaybetmişti.