IGMG Genel Başkanı Kemal Ergün, Almanya’da düzenlenen iftar programında yaptığı konuşmada, Gazze’deki trajedinin tüm insanlığın hukuk, ahlak ve vicdan sınavı haline geldiğini belirtti. Ergün, dünyanın birçok bölgesinde yaşanan insanlık dramlarına dikkat çekerek, insanlık için utanç verici manzaralarla karşı karşıya kalındığını söyledi. Ayrıca, masum sivillere yönelik saldırılara karşı çıkmanın ahlaki bir gereklilik olduğunu vurguladı ve Müslümanların mazlumun yanında yer alması gerektiğini ifade etti.
İslam Toplumu Milli Görüş (IGMG) Genel Başkanı Kemal Ergün, ” Gazze’deki trajedi artık tüm insanlığın hukuk, ahlak ve vicdan sınavı haline gelmiştir.” dedi.
Almanya’nın Köln kentindeki IGMG Genel Merkezi’nde düzenlenen iftara sivil toplum kuruluşu temsilcileri katıldı.
Burada konuşan Ergün, Yemen, Suriye, Doğu Türkistan, Arakan gibi birçok bölgedeki insanlık dramlarına dikkati çekerek, dünyanın hangi bölgesine bakılırsa bakılsın insanlık için utanç verici manzaralar ile karşı karşıya kalındığını söyledi.
Ergün, “Büyük bir üzüntüyle ifade edeyim ki, kalplerin dirildiği, maneviyatın toplumsal olarak yaşandığı bu ayı, dünya genelinde devam eden savaşlar ve zulümler münasebetiyle bu yıl maalesef mahzun ve buruk karşılamak zorunda kaldık.” ifadelerini kullandı.
“Özellikle Gazze’de yaşananlar bizleri derinden üzmüştür.” diyen Ergün, şunları kaydetti:
“Gazze’deki trajedi artık tüm insanlığın hukuk, ahlak ve vicdan sınavı haline gelmiştir. Masum insanların haykırışları dünya genelinde yankılanmış, her taraftan ateşkes çağrıları yapılmasına rağmen bir sonuç alınamamıştır. Huzurun ve barışın diyarı olan, Allah’ın yeryüzünde mübarek kıldığı mekanı kalbinde bulunduran Filistin, maalesef acının ve gözyaşının diyarı haline gelmiştir.
Mabetlere, hastanelere saldıranların karşısında durmak, masum sivillere yönelik saldırılara karşı çıkmak ahlakın temel gereğidir. Bir halkın çocukları açlıktan ölüyorsa, artık bir savaş değil, zulüm söz konusudur. Vicdan ve merhamet sahibi hiçbir insan bu duruma seyirci kalamaz.”
Gerek Ukrayna gerekse dünyanın farklı coğrafyalarında masum sivillerin ölmesine karşı çıktıklarını belirten Ergün, “İster Hristiyan olsun, ister Yahudi olsun, ister dinsiz olsun, fark etmez. Müslümanlar olarak mazlumun yanında yer almalı, zalime dur demeli ve mazlumun elinden tutmalıyız. Zalime karşı durmak, mazlumun yanında olmak, hak ve adaletin etkin olması için takatimizin sonuna kadar mücadele etmek bizlere yakışan davranışlardır. Bu aynı zamanda nebevi bir duruştur.” dedi.
Ergün, “Özellikle 7 Ekim sonrası Orta Doğu’daki olayların ardından, yaşadığımız ülkelerde basın ve ifade özgürlüğü gibi temel hakların kısıtlandığını, insan haklarının farklı kıstaslarla ölçüldüğünü görüyoruz. Birçok İslam ve Avrupa ülkesi dahil çok sayıda ülke insan haklarını dürüstçe savunma konusunda maalesef sınıfta kaldı. Bu sadece biz Müslümanlara değil tüm toplumlara endişe vermesi gereken bir durumdur.” ifadelerini kullandı.
Avrupa’da yaşayan Müslümanlara, camilere ve eğitim merkezlerine yönelik ırkçı saldırılar ve nefret söylemlerinin her geçen gün arttığını kaydeden Ergün, “Bu saldırılarda kamuoyunda Müslümanlarla ilgili kullanılan dil ve söylemlerin etkili olduğu aşikardır. Camilerimize tehdit mektupları, yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’e yönelik çirkin saldırılar gibi açık provokasyonları neredeyse her gün duymakta ve şahit olmaktayız. Az önce bahsettiğimiz nebevi duruşu korumalı, sadece Müslümanlar olarak değil tüm toplum olarak bu provokasyonlara mahal vermeden insanlara iyiliği, doğruluğu aktarmanın yollarını bulmalıyız.” şeklinde konuştu.