Anayasa Mahkemesi (AYM), kamu görevlisini, feshedilen iş akdinin geçersiz bir sebebe dayandığının tespiti veya işe iadesine karar verilen işçinin işe başlatılmaması halinde ortaya çıkacak kamu zararından muaf tutan düzenlemeyi, Anayasa’ya aykırı bularak iptal etti.
Anayasa Mahkemesi (AYM), kamu görevlisini, feshedilen iş akdinin geçersiz bir sebebe dayandığının tespiti veya işe iadesine karar verilen işçinin işe başlatılmaması halinde ortaya çıkacak kamu zararından muaf tutan düzenlemeyi, Anayasa’ya aykırı bularak iptal etti.
CHP, 7079 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanun’un bazı maddelerinin iptali istemiyle açtığı davada, verilen kararın gerekçesi Resmi Gazete’de yayımlandı.
AYM, kamu görevlisini kamu zararından muaf tutan yasa hükmünü Anayasa’nın “hukuk devleti” ilkesini düzenleyen 2. maddesine aykırı bularak iptaline karar verdi. AYM’nin gerekçeli kararında, özetle şu tespitler yer aldı:
“İş akdi geçersiz sebeple feshedildiği ortaya konulan işçinin işe başlatılmaması durumunda ödenen tazminat veya işe başlatılıp başlatılmadığına bakılmaksızın çalıştırılmadığı döneme ilişkin yapılacak ücret ve diğer haklarına dair ödemelerin kamu kaynağında eksilmeye neden olacağı tartışmasızdır. Kural, idare adına hareket eden kamu görevlisi tarafından feshedilen iş akdinin geçersiz bir sebebe dayandığının tespiti veya işe iadesine karar verilen işçinin yine idare adına hareket eden kamu görevlisi tarafından işe başlatılmaması halinde yapılacak ödemeler yönünden söz konusu kamu görevlisinin kusur durumunu dikkate almaksızın sorumsuzluk hali öngörmektedir.
“ZARARIN RÜCU EDİLMESİ KEYFİYETİ ÖNLER”
Kamu görevlisinin sorumsuzluk zırhına büründürülmesinin keyfi işlemler tesis etme hususunda onu daha cüretkar davranmaya yöneltebileceği aşikardır. Kendi kusuruyla kamuyu zarara uğratan kamu görevlisine sebep olduğu zararın rücu edilmesi, keyfi ve hukuka aykırı işlemler tesis edilmesi bakımından caydırıcı etkiye sahiptir. Dolayısıyla bu aracın ortadan kaldırılması birçok anayasal hakkın ihlaline yol açabilir. Bu çerçevede, dava konusu kuralın açıkça mevzuata aykırı ya da keyfi birtakım davranışlarla ortaya çıkabilecek kamu zararlarından dahi kişileri muaf tutarak asgari sorumluluk koşullarını temin edememesi hukuk devleti ilkesi ile çelişmektedir.
Açıklanan nedenlerle kural, Anayasa’nın 2. maddesine aykırıdır. İptali gerekir.”