Türkiye’nin ilk astronotu Alper Gezeravcı, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla Anadolu Ajansı (AA) Genel Müdürlüğü’nde düzenlenen etkinlikte kurum çalışanlarının çocuklarıyla bir araya geldi. Gezeravcı, çocuklarla bir araya gelerek onların sorularını yanıtladı ve uzayda yaptığı deneyler hakkında bilgi verdi. Ayrıca Gezeravcı, Türkiye’nin Ay’a roket gönderme planları hakkında da konuştu.
Türkiye’nin ilk astronotu Alper Gezeravcı, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla Anadolu Ajansı (AA) Genel Müdürlüğü’nde düzenlenen etkinlikte kurum çalışanlarının çocuklarıyla bir araya geldi.
AA, Genel Müdürlük binasının bahçesinde festival gibi bir etkinlik gerçekleştirdi.
Burada doyasıya eğlenen çocuklar, Hacivat ve Karagöz ile pandomim gösterileri izledi.
Çocuklar için en büyük sürpriz ise Türkiye’nin ilk astronotu Alper Gezeravcı’nın ziyareti oldu. Gezeravcı, çocuklarla bir araya geldi, onların sorularını yanıtladı.
Gezeravcı, Milli Uzay Programı kapsamında Uluslararası Uzay İstasyonu’nda (ISS) çeşitli bilimsel deneyleri gerçekleştirmek üzere uzaya gidişini anlattı.
Uzayda geçirdiği süre içinde yaptıkları en güzel işlerden birinin Muşlu öğrencilerce önerilen “Propolis” deneyi olduğunu belirten Gezeravcı, “Bugüne kadar duyduğum en güzel sorular sizin yaşlarınızdaki küçük kardeşlerimizden geldi.” dedi.
Gezeravcı, “Gezegenleri gördünüz mü?” sorusuna, “Gezegenleri gördük. Kitaplarda gezegenleri yan yana sıralanmış halde görüyoruz. Gezegenler kendi hızıyla merkezdeki güneşin etrafında tur atıyor. Aynı anda yan yana durmuyorlar. Farklı zamanlarda farklı yerlerden geçiş yapıyorlar. Biz de ISS’ye giderken gezegenleri görüyoruz ama hepsini farklı zamanlarda, farklı yerlerde görüyoruz.” yanıtını verdi.
Gezeravcı, “uzayda yaşamanın nasıl bir his olduğuna” yönelik soru üzerine, orada bilimsel çalışmalar yapmanın harika bir his olduğunu söyledi. Gezeravcı, hislerini “lunaparkta olmak gibi” şeklinde tanımladı.
Yıldırımları gözlemledi
“Uzay yolculuğunda sizi en hayrete düşüren deneyiminiz ne oldu?” sorusuna ise Gezeravcı, şu yanıtı verdi:
“Ben pilot olarak görev yapıyordum. Havada uçarken bizim en dikkat ettiğimiz, hava kütlesinin ne şekilde değişiklik gösterdiği. Yıldırımlar farklı elektrik yükleri barındıran bulutların bir araya gelmesiyle ortaya çıkan hava olayları. Bu yıldırımlara tepeden bakıldığında nasıl farklı renklerde ortaya çıktığını, birbirini tetikleyerek zincirleme reaksiyonla hareket ettiğini izlemek oldu.”
Gezeravcı, vatanı kurup kendilerine emanet eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk sayesinde ve ülkenin imkanlarıyla eğitim gördüğünün altını çizerek, “Aynı okullarda okudum. Ülkemin bana verdiği güç ve eğitimle bu başarıları elde etme imkanım oldu. Siz de bu sıralarda yetişiyorsunuz. Yarın bu yollarda yürüyecek olan da sizlersiniz. Türkiye’nin gücüyle sizlerin yapamayacağı bir iş yok. Ülkemizin size verdiği gücü yürüdüğünüz yolda hissedin.” ifadesini kullandı.
“Korkmak insanlar için çok doğal bir duygu”
Uzayda yediği yemeklerin dünyadan gönderildiğini anlatan Gezeravcı, “Oraya götürdüğümüz yemekleri listenin içinden teker teker deneyerek seçtik. Özel paketlerin içinde uzaya götürüldü. 100 kilometreden sonra yer çekimi ortadan kalktığında o yemeği yeme şekliniz değişiyor. Özel paketlerin içinde korunaklı ve yiyeceğimiz zaman bize kolaylık sağlıyordu.” dedi.
Kara deliklerle ilgili bir soruya ise Gezeravcı, “Bulunduğumuz bölgede kara deliğe rastlamadık ama bilim insanlarımız hala araştırmalarına devam ediyor.” karşılığını verdi.
Gezeravcı, “Uzayda korktun mu?” sorusu üzerine ise “Korkmak insanlar için çok doğal bir duygu. O korkuları nasıl yeneceğimizle ilgili anne babalarımız, öğretmenlerimiz bize bildiklerini aktarır. Ben de gitmeden önce benim öğretmenlerim bana pek çok şey öğretti. Onların öğrettikleri sayesinde hiç korkmadım.” diye konuştu.
Dünyada ülkeleri ayıran sınırların uzaydan görünmediğini belirten Gezeravcı, “Bugün bizlerin birbirinden farklı diyarlarda izole edilmiş şekilde yaşamamıza sebep olan sınırların hiçbiri görünmüyor.” ifadesini kullandı.
En sevdiği gezegen “Dünya”
Gezeravcı, “Uzayda en sevdiğiniz gezegen hangisi oldu?” sorusunu yanıtlarken de “Tabii ki cennet köşesi Dünya oldu. O uçsuz bucaksız derin karanlık siyah zeminin üzerinde bize gülümsüyor. Ne kadar şanslı bir yaşam alanına sahip olduğumuzu görüyoruz. İçinde bulunduğumuz nimeti ne kadar çok korumamız gerektiğini bir kez daha anlıyoruz.” dedi.
Gezeravcı, uzaya bir kez daha gitmeyi isteyip istemediğine ilişkin ise mümkün olduğu kadar Türk vatandaşının uzaya gitmesini istediğini söyledi.
Uzayda çeşitli deneyler yaptıklarını anımsatan Gezeravcı, bunların devamını çocukların getireceğini ifade etti.
Gezeravcı, “Birkaç yıla kadar ülkemiz Ay’a roket gönderecek. Uzayda farklı deneyler yaptık. Uzayda oksijen yok. Bu ortamda Ay’a göndermek istediğimiz roketin motoru nasıl yanacak diye deney yaptık. Bugün yaptığımız deneylerle yarın Ay’a ve Mars’a nasıl ulaşılacağına ilişkin dersler çıkardık.” diye konuştu.
Programın ardından AA Genel Müdür Yardımcısı Oğuz Enis Peru, Gezeravcı’ya hediye takdim etti.