İstanbul’da düzenlenen ve 14 ülkeden 50 hukukçu ve insan hakları savunucusunun katıldığı çalıştay sona erdi. Çalıştayda, Filistin’deki İsrail zulmüne karşı hukuki mücadele yöntemleri belirlendi ve Özgürlük Filosu’na yapılacak saldırılara karşı hukuki önlemler alındı. Uluslararası hukuki pratiğin çaresizlik içinde olduğu vurgulandı ve Filistin davasının insanlığın davası olduğu ifade edildi.
İstanbul’da, 14 ülkeden 50 hukukçu ve insan hakları savunucusu tarafından düzenlenen ve iki gün süren ” Filistin’in Özgürlüğü İçin Hukuki Strateji ve Koordinasyon” çalıştayı sona erdi.
İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfından yapılan açıklamaya göre, 14 ülkeden 50 hukukçu ve insan hakları savunucusu İstanbul’da bir araya geldi.
Açıklamada görüşlerine yer verilen Yeryüzü Avukatları Derneği (WOLAS) Yönetim Kurulu Başkanı Enes Kafadar, 7 Ekim sonrasında Gazze’de yaşanan yoğun İsrail saldırılarının, soykırımın başlangıcı olmadığını, Filistin’deki İsrail zulmünün on yıllardır sürdüğünü, soykırıma karşı verilen tepkiler ve mücadelelerin çok değerli olduğunu ifade etti.
Soykırımın hala devam ediyor olmasının tepkiler ve mücadelenin yeterli düzeye ulaşmadığının bir göstergesi olduğuna dikkati çeken Kafadar, “Gelişen süreç, küresel bir güce karşı bireysel mücadelenin yetersizliğini gösterdi. Çalıştayda, hukuksal mücadele için gerekli yöntemleri belirledik. Saha tecrübesi olan ve uluslararası alanda mücadele konusunda yetkin hukukçuları bir araya getirdik. Çalıştayın gündemlerinden biri de yola çıkmaya hazırlanan Özgürlük Fiilosu’ydu. Özgürlük Filosu’na yapılması muhtemel bir saldırıya karşı izlenecek hukuki yöntemler belirlendi.” bilgisini paylaştı.
ABD vatandaşı avukat ve PAL Law Commission kurucusu Lamis Deek, uluslararası hukuki pratiğin tamamen bir çaresizlik içerisinde olduğuna değindi.
Yapılması gerekenin, tutarlı organize ve güçlü bir hukuki mücadele olduğunu, siyonizmin açtığı yaraların tüm dünyaya büyük faturalar çıkardığını anlatan Deek, “Özgürlük Filosu için de çalışmalar yapıyoruz. Özgürlük Filosu, devletlerin uluslararası hukuk gereği atması gereken fakat atmadıkları adımları atmak, ablukayı kırmak için yola çıkacak.” ifadesini kullandı.
Nelson Mandela’nın torunu ve Güney Afrika Ulusal Meclisi Milletvekili Nkosi Zwelivelile Mandela ise dedesinin Filistin ziyareti sırasında, “Bizim bağımsızlığımız tam olarak tamamlanmadı. Tam bağımsızlık ancak Filistin işgalden kurtulduğu zaman mümkün olacak.” sözlerini hatırlattı.
Hazırlık çalışmaları devam eden Özgürlük Filosu’na değinen Mandela, filonun tamamen sivil organizasyon olduğunu ve büyük önem taşıdığını ifade etti.
Eski Barselona Belediye Başkanı Ada Calou ise Filistin davasının, insanlığın davası olduğu kaydetti.
Özgürlük Filosu’nun misyonunun, gerçekleşen soykırıma karşı önemli bir karşı koyma hareketi olduğunu belirten Calou, ülkesinin yöneticilerine filonun korunması noktasında çalışma yapmaları çağrısında bulundu.
Güney Afrikalı avukat Nadeem Mohamed ise Uluslararası Adalet Divanı’nda İsrail’in yargılanmasının önemine değinerek, İsrail’in kaybetmeye başladığını söyledi.
İsrail’in bugüne kadar hesap vermediğini belirten Filistin asıllı ABD vatandaşı avukat Huwaida Arraf, İsrail’in işlediği suçların hesabını vermesi ve Gazze’ye yönelik ablukanın kalkması için devletlerin ve uluslararası kuruluşlarının üzerlerine düşen sorumluluğu yerine getirmeleri çağrısında bulundu.